Yok olan Pomak Kültürünün son Hüzünlü çığlıkları bu sesler.

2 bin yıllık bir kültürün sahibi, taşıyıcıları onlar. Çok kırıldılar. Tarihteki “ilk soykırım” olarak kabul edilen katliamlara maruz kaldılar. İçe kapanıklar. Zira hem inançları, hem de yıkıcılığa  kurban olmaları  deneyimle sabit “ artık kimseye güvenmiyorlar. dünyada varlığını sürdüren en eski kültür , en eski insan topluluklarından biri olan Pomakları  duymak, anlamak  insanın, zarfa değil mazrufa bakması gibi, manidar. Pomakların  toprakla kurduğu ilişki,  güçlü geleneği, dilleri, ritüelleri, “dreaming stories”leri, simgeleri, topluluk algısı farklı ve devletsiz bir tarihleri var. Kökleri derinde, bu kültürün bugün yüz yüze kaldığı sorunlar ise, köksüzleştirme politikalarının bir sonucudur.
  Eleştiriler ve gerçekler  karşısında hazımsızlık ile saldırganlık Devletsiz Toplum bireylerinin, Egemen  kültür komplikasyonun altında ötekileşmiş iki kimlikli kişiliklerin  tipik özelliğidir.  Yaşanan kültürel yozlaşma ve çürümenin bir sembolü ise  Kumdan  kaledir.   
      Pomak ulusunun yaşadığı değişim etkisini daha çok Pomakların ana dili Pomakçada gösteriyor. Değişimin dinamikleri Pomaklar olarak kültür dünyamızı epey bir zorluyor. Kültürümüzün geleneksel yapısı ve tarzında ciddi bir tıkanma gözleniyor. Pomaklar siyasi alanda yoklar Pomakların siyaseti ise yaşanan Toplumsal  sorunun azda olsa var olan  Pomak  camiamızın ’çizgi dışına’ çıkmasına, egemen Kültür içinde erimesine bağlanıyor. Pomaklar Siyaset soruna ideolojik yaklaşıyor ve ‘çözüm’ için  ‘boşverdimci’ olmayı seçiyorlar. Ne var ki Pomak Kültürünün sorunları derindir. Sorun yaşanan değişime uygun çözümlerin üretilememesindedir.
         Nitelik olmayınca anlamsızlık egemen oluyor 
     Yaşanan tıkanmanın başlıca nedeni dünya insanlığının ve onun bir parçası olan Pomak toplumunun geçirdiği değişimler; bilim ve teknik başta olmak üzere hayatın her alanında yaşanan - devrimsel – gelişmelerdir.  İnsanlığa engin ufuklar kazandıran, kültür-sanat başta olmak üzere her alanda baş döndürücü gelişmeler sağlayan değişim, herkes gibi Pomak insanını da derinden etkiliyor.
Çok yönlü ve çarpıcı etkileri olan söz konusu gelişmelerin yol açtığı sonuçlar her gün biraz daha ivme, ayrıntı ve de somutluk kazanarak hayatın derinliklerine iniyor. Orada yeni yaşam tarzı gibi, yeni bir kültür algısı da şekilleniyor.Değişim Pomak  toplumunu iliklerine kadar çözüyor. Toplum bir yanıyla eski ilişki ve değer yargılarından özgürleşiyor, diğer yanıyla da çağın değerleri temelinde yeniden şekilleniyor. Değişim, bilimden sanata, felsefeden ekonomiye her şeyi alt-üst ediyor. Bununla da kalmıyor; kendisine ayak uydurmayanı tasfiye de ediyor. Dışlıyor, asimile ediyor. Dolayısıyla ayakta kalmanın yolu çağımıza uygun siyaset, felsefe, kültür vs. üretmekten, yeni şeyler yaratmaktan geçiyor.
     Biz kendi kültürümüzü nasıl bir çözümlemeye tabi tutabiliriz?

      Pomakların Hakim kültürler altında ezilmesi ve erimesi geçirdiği değişime uygun kültür- sanat felsefesi üretilememesinden kaynaklanıyor. Dünya değişti, çağ değişti, Pomak  halkı değişti; toplumsal ilişkiler, tarzlar, üretim biçimleri ve daha birçok şey  gibi kültürün algısı ve  işlevi de değişti fakat, geçmişin dar kalıplar içindeki kültür-sanat siyaseti değişmedi.Bu yüzden dünyanın ve Pomak  toplumunun yaşadığı değişime uygun çözümler üretilemedi.
   Daha önce de yazmıştım her şeyden önce yeni bir felsefe üretilmelidir. Kültür bireysel ve toplumsal felsefenin temelleri üzerinde yükseldiğinden, Önce sanat, Müzik , Folklor , Tarih bilinci ve Dilimiz Pomakça ile  camiamız  çağın değerleri ve  toplumsal dinamiklerle etkileşim içinde olan, Pomak  toplumu ve bireyi oluşturmalıyız.  Yaşadığı çağla bütünleştirerek yeniden yaratan ve estetik kaygı taşıyan  yeni bir Pomak ulusu felsefesine ihtiyaç duymaktadır.
   Son olarak diyeceğim ;  Pomaklar yabancılaşmaya, ötekileşmeye , yozlaşmaya, çürümeye ve gericileşmeye karşı bilinçlenmeli , direnmeli  Pomak halkının  kültürüne sahip çıkmalıdır.   Pomakçamızı ,Kültürümüzü  sanat ve edebiyat alanında geliştirip yaygınlaşması için; geçmişi bugüne, bugünü yarınlara taşıma coşkusuyla “yüz çiçek açsın” şiarıyla yola çıkması ile oluşacaktır.
Derleyen : Neşet DOĞAN
Kaynaklar ; Internet sitelerinden alıntılar ile derlenmistir